Gazze yanıyor. Çocukların masum çığlıkları, bombaların gölgesinde kaybolurken, dünya seyirci koltuğunda rahatça oturuyor. Eski milletvekili İbrahim Aydemir’in isyanı, bu sessizliğin utancını yüzümüze çarpıyor: “Gazze’ye sessiz kalanlar, tarihin suskun ortaklarıdır.” Bu söz, sadece bir eleştiri değil, insanlığın aynasına tutulan acı bir gerçek.
Gazze’de yaşananlar, bir savaşın ötesinde, sistematik bir soykırım. İsrail’in saldırıları, masum sivilleri, çocukları, kadınları hedef alırken, uluslararası kamuoyunun çifte standartlı tavrı mide bulandırıyor. Aydemir’in vurguladığı gibi, İsrail’le normalleşme arayışları, kanla yoğrulmuş bir masaya oturmak demek. Diplomasi, vicdanın üstünü örtebilir mi? Tarih, bu sofraya oturanları affetmeyecek.
Çağdaş Mandacılık ve Milletin Onuru
Aydemir’in sert eleştirisi sadece dış politikaya değil, iç siyasete de dokunuyor. Türkiye’nin meselelerini yabancı masalara taşıyanları “çağdaş mandacılık”la suçluyor. Haklı bir serzeniş bu. Bu millet, bağımsızlığını Sivas’tan, Ankara’dan, kendi iradesiyle kazandı. Ne iktidar ne muhalefet, milletin onurunu başka başkentlerin gölgesine teslim edebilir. Türkiye, kendi yolunu çizerken, Gazze’nin mazlumlarına sırtını dönemez. Çünkü bu toprakların ruhu, haksızlığa boyun eğmez.
Siyonizm: Zihnin İşgali
Aydemir’in “Siyonizm bir mekan değil, bir zihin işgalidir” tespiti, meselenin özünü ortaya koyuyor. Siyonizm, sadece Filistin topraklarını değil, küresel vicdanı da esir almaya çalışıyor. Batı’nın emperyal aklı, bu zihni işgali desteklerken, Gazze’deki direniş sadece sokakta değil, insanlığın vicdanında da sürüyor. Bu direniş, sadece Filistinlilerin değil, hakikati savunan herkesin ortak mücadelesi.
Avrupa’nın İkiyüzlülüğü
Avrupa’nın çifte standardı ise ayrı bir yara. Antisemitizme karşı gösterilen hassasiyet, İslam düşmanlığına gelince neden buharlaşıyor? İsrail’i eleştiren bir pankart yasaklanırken, Müslümanlara yönelik nefret söylemleri nasıl normalleşiyor? Aydemir’in dediği gibi, bu bir ahlaki çöküş. “Filistin” yazan bir kıyafete tahammül edemeyenler, ırkçılığı görmezden gelerek kendi vicdanlarını gömüyor.
Gazze: Bir Coğrafya Değil, Vicdan
Gazze, sadece haritada bir nokta değil. Gazze, insanlığın sınavı. Açlıkla, bombalarla, ölümle sınanan çocukların çığlığı, susan herkesin kulaklarında yankılanmalı. Aydemir’in sözleri, bu gerçeği haykırıyor: “Gazze bir şehir değil, vicdanın adıdır.” Mazlumun ahı, hiçbir diplomatik anlaşmanın gölgesinde kaybolmaz. Bugün susanlar, yarın tarihin karşısında konuşamaz.
Bu çağ, Gazze’de sınanıyor. Ya vicdanın yanında olacağız ya da tarihin suskun ortakları. Tercih bizim.