Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Şenocak, 31 yıldır görev yaptığı hastanesine, 180 bin TL'ye eko kardiyografi cihazı alıp, hediye etti.
Şenocak, "Burada kariyer, ihtisas yaptık, çocuklarımın biri eczacılık, biri tıp fakültesinde okudu. Devletin lojmanında oturduk. Bunların hepsini hesaba katınca, 'buraya vefa borcumuzu ödeyelim' dedik" diye konuştu.
Prof. Dr. Hüseyin Şenocak, mezun olduğu Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde 1981 yılında yüksek lisans, 1982 yılında doktora yaptı. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Bölümü'nde 1989 yılında yardımcı doçent olan Şenocak, 1992 yılında aynı bölümde doçent unvanı aldı. Şenocak, 1998 yılında aldığı profesör unvanıyla da aynı bölümde hastalara şifa dağıtmaya devam etti.
Halen kardiyoloji servisinde görev yapan Prof. Dr. Hüseyin Şenocak, okuduğu üniversite ile hastaneye, vefa borcunu ödemek için 180 bin TL'ye eko kardiyografi cihazı alıp, hediye etti. Şenocak, "Kardiyoloji servisleri çok yoğun hizmet veriyorlar. Eko kardiyografi cihazları bizim en çok kullandığımız cihazlardan birisi.
Sadece kendi hastalarımız için değil bütün hastane için bu hizmeti veriyoruz. Hangi serviste yatarsa yatsın mutlaka eko kardiyografi isteniyor ve bize geliyor. Dolayısıyla çok kullanılan ve çabuk yıpranan cihazlar. Serviste bir tane olması yetmiyor. Yoğun bakım, servis, anjiyo, poliklinik gibi bakarsanız en az bu cihazlardan 4-5 tane olması gerekiyor.
Devletimiz tabi bu cihazları esirgemiyor. Yıllardır üniversitemiz bu cihazları aldı. Fakat pandemi döneminde kritik ve 100 yılda bir görülen süreci yaşıyoruz. Hekim olarak buna şahitlik ediyoruz. Buranın ilk cihazının alınması için İstanbul'da yaşayan Erzincanlı bir işadamı para yardımında bulundu. Ancak bir kısmı eksik kalınca parayı ben tamamladım. Bu bana şevk verdi, ikinci cihazı kendim almaya karar verdim" dedi.
'ÜÇÜNCÜ CİHAZI ALACAĞIZ
'Vefa borcum var" diyen Şenocak, şunları söyledi: "Üniversite hayatımızda bize çok şey verdi. Burada kariyer, ihtisas yaptık, çocuklarım burada okudu. Birisi eczacılık, diğeri tıp fakültesinde okudu. Devletin lojmanında oturduk. Bunların hepsini hesaba katınca vefa borcumuzu ödeyelim dedik. Ben de bir cihazı tek başıma alıp hediye ettim.
Üçüncü bir cihaz alma hedefim var. İş adamlarından sözler aldım. Üçüncü cihazı da aldığımız zaman, inanıyorum ki yaklaşık 7-8 yıl böyle ihtiyacımız olmayacak. Hastanemiz de bize bunların en gelişmişinden bir tane aldı. Onu da hastaların kullanımına sundu. Küçük bir katkı sağladık. Bundan çok mutlu ve huzurlu oldum.
"EMEKLİLİĞİME 5 YILIM VAR''
Hekimlik mesleğinin çok kutsal bir meslek olduğunu belirten Şenocak, "İnsanların sağlığına bir katkı sağladığınız zaman ve onların size güzel sözlerle dönüş yaptığı zaman çok mutlu oluyorsunuz. En büyük desteği, katkıyı çalışma arkadaşlarımdan aldım.
Tüm çalışma arkadaşlarım bu yaptığım hareketi çok takdire şayan buldu. Beni defalarca tebrik ettiler. İnanıyorum ki bunu duyan herkes mutlu olacaktır. Yapma imkanı olan insanlar da bu işe yönelecektir.
Erzincanlıyım, iki şehri bir arada yaşıyorum. Burayı da çok seviyorum. Hayatımın üçte ikisi Erzurum'da geçti. Çeşitli defalar başka üniversitelerden, başka yerlerden teklif geldi.
Ama Atatürk Üniversitesi'nde çalışmanın bana verdiği hazzı bulamayacağım için gitmedim. Bundan da şikayetçi değilim. Beş yıl var emekliliğime, elimden geldiği kadar bu hizmetlerime devam edeceğim" diye konuştu.